Araba kullanmak ve kişilik

Dar, iki tarafı da park edilmiş araçlarla dolu bir sokakta karşıdan gelen bir arabayla burun buruna geldiğinizde aldığınız tutum kişiliğinizle ilgili çok şey söylüyor.

Sinirleniyor musun? Yana park edenlere küfrediyor musun? Karşındakinin geri almasını mı bekliyorsun? Hanginizin geri gidip yol vermesi daha mantıklı ona mı bakıyor, çare mi arıyorsun? Daha o ne yapacak bilmeden, ya da onun geri alması daha mantıklıyken direkt geri mi alıyorsun?

Hangisi sensin?

c6892f0bbac9d688fe7297367ea8bf14

Yes Man…

Bay_Evet

Bazıları hayır diyememekten şikayetçi, bazıları da her şeye hayır dediğinden hiçbir şey yapamıyor hayatta.

Bay Evet, Jim Carrey’nin yine eğlendirirken içimizde bi takım yerlere dokunan filmlerinden…

Her şeyi kötü giden bir adam, bir gün YES seminerine gider. Bir kişisel gelişim akımıdır. Her şeye evet diyecektir böylece birçok yeni kapı açılacaktır hayatında. Bunu yapmaya başladıktan sonra hayatının aşkıyla karşılaşır, işinde yükselir, deneyimler edinir ve eğlenir!

Tabi sonunda her şeye evet diyemeyeceği noktasına gelir.

Keyifli film.

Sizin için insan kardeşlerim

b108c6c4286bfa32cbc9053b87f2d3cf

Sizin için, insan kardeşlerim,
Her şey sizin için;
Gece de sizin için, gündüz de;
Gündüz gün ışığı, gece ay ışığı;
Ay ışığında yapraklar;
Yapraklarda merak;
Yapraklarda akıl;
Gün ışığında binbir yeşil;
Sarılar da sizin için, pembeler de;
Tenin avuca değişi,
Sıcaklığı,
Yumuşaklığı;
Yatıştaki rahatlık;
Merhabalar sizin için;
Sizin için limanda sallanan direkler;
Günlerin isimleri,
Ayların isimleri,
Kayıkların boyaları sizin için;
Sizin için postacının ayağı,
Testicinin eli;
Alınlardan akan ter,
Cephelerde harcanan kurşun;
Sizin icin mezarlar, mezar taşları,
Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları;
Sizin için;
Her şey sizin için.

ORHAN VELİ’ye saygılarla…

Zamanın eli değdi bize

image1

Uzaklarda, çok uzaklardaydı. Yüzlerce kilometre ötede. Uçuşla bile 9 saat nerdeyse. Annemin canparesiydi, kıyamadığıydı, kızdığında bile kızamadığıydı. Kaderlerinin, tarihlerinin, dertlerinin ortağıydılar birbirlerinin… Uzaktan uzağa bile olsa kanat kol gerendi, sert durarak ayakta tutmak isteyeniydi. Katı dururken pamuk kalplisiydi. Yakışıklılığı efsaneydi. Yaşlarca yıl sonra bile güzel adamdı. Aslan burcuydu. Aslan gibi adamdı. Kızını yıllardır görmüyordu, göremiyordu. Acısını, sılaya geldiğinde iki kadehten sonra belli ederdi yalnız. Anlatmaz ama kendini hüzünlü bir deliliğe vururdu.

Daha iyi olalım diye Türkçemizi düzeltirdi, belki yıllardır uzakta olmasının verdiği bakışla dildeki yozlaşmayı görürdü. Cık demeyin derdi, hayır deyin… Oturduk ardından 48 saat gelmişi geçmişi, tüm ailenin anılarını çıkardık sandıktan. Annemden bilmediğimiz birçok şeyi dinledik. Kah ağladık, kah şifalandık. Vizesiz pasaportsuz, uçaksız yurduna kavuştu belki de geldi yanımızda bizi dinledi, kim bilir?

Dayım öldü benim. Dayım öldü

 

Kalbe dolan o ilk bakış

Screen Shot 2018-11-02 at 11.41.51

Sevdiğine bakışı ünlü olan bir adam. Ne yapmış? Tıpkı eski Türk filmlerinde ölümüne sevdiği kadına kızdığında, şaaak diye tokadı geçiren jönler gibi yapmış!

Yok böyle bir aşk. Buna aşk denmez.

Bir yandan yazık, o kişi de çocukluğunda şiddet görmüş olmalı… Ama bunun günahını hiçbir kadın çekmemeli… Erkek çocuklar böyle yetişmemeli, kadınlar bunu çekmeyecek şekilde büyütülmeli…

‘Kalbe dolan o ilk bakış’tan sonrası mühim. Yaşama, insana, kadına bakışı nasıl?…

 

 

 

Seni seviyorum Türkiye

seni-seviyorum-turkiye-9144.jpg

Çok farklı bir oyun. İçerik kısmı ayrı, ama oyunculuk ve sahneye konuş açısından özgür, farklı bir tarz.

Günümüz Türkiye’sinde, yaşam alanları hızla değişmiş, gelecekten korkan ama yine de ülkede kalan 5 kişi bir çamaşırhanede bir araya gelirler. Bi yandan, yaşanan hızlı değişimi konuşurken, bi yandan Starbucks’ta mocha’sını içip, twitter’dan ayar yapanlara ayna tutuyor. İroni yaparken, insanları etiketleyip, öteleyenlere tokat gibi çarpıyor.

Beğendim, etkilendim… Jenerik lafları, korkmalarımızı, yine de kaçmayışlarımızı gördüm.