Hem de ne garip bi’ tuzak. Bazen kadınları savunmak isteyen kadınların ağzından çok acayip laflar duyuyorum. Güya, kadının yanında bir söylem ama aslında özünde ayrıştıran, ötekileştiren ve kadına ait olmayan etiketler, kıyafetler biçen…
Bu tuzaklara dikkat etmek lazım. Mesela… Bi ara çok magazin konusuydu -bu arada magazin deyip geçmeyin, maalesef kanaat önderi gibi konuşuyorlar her yerde- Kocama dokunma çıktı. Yine öbür kadına konuşuyor. Koca saf, koca ezik, gel deyince gidiyor sanki. Oysa sözleşme iki taraf arasında, karı ve koca. Sözleşmeyi bozana asıl gitmeli laf.
Başka bir mesela; güya kadına yol gösteriyor, çıkarını koruyor. İki çocukla daha iyisini mi bulacaksın? Otur oturduğun yerde. Ne biliyorsun, niye durduruyorsun, mutsuzsa niye onu çaresiz hissettiriyorsun. Al sana tuzak…
Bir başka tuzak annelerden; ne iş yapıyormuş, nesi varmış tuzağı… Bunlarla evlilik yapınca, -bunlar olabilir ayrı, ama sadece bunlara bakınca- adam bakalım hırlı mı çıkacak, hırsız mı? Gördük neredeyse marsı alacak olanların durumlarını…
Bir tuzak da, kadın kadının kurdudur tuzağı… NE KADAR NE KADAR yanlış. Kızlarınızı asla böyle yetiştirmeyiniz. Öyle baktığınızda öyle olur. Kadın kardeşliği yükselsin, Leyla Alaton’un dediği. Ama kardeşlik ayağına da tuzaklara düşmeyelim.