An be an…

8d7c22d9a5962d051475169ac8603f15

 

Bazen geçmişe, bazen geleceğe kafayı takıyoruz. Bazen üzülüyor, bazen endişeleniyoruz. Bu doğal çünkü biyolojimiz kafayı takmak üzerine kurulu. Biraz olsun bunu engellemek için yaptıklarımıza anlık, küçük küçük adımlar olarak bakmak iyi geliyor.

Bulaşık makinasını yerleştir, her bardağı tabağı ağır ağır meditasyon yapar gibi koy, dolabını topla, git biriyle sohbet et, baharat dolabını yap, kitaplarını düzenle…

Günlük şeylerle uğraş… Hem de dünyanın en önemli şeyi gibi… Ve bazen de her şeyin ne kadar önemsiz ve geçici olduğunu idrak et… Dakika dakika yaşa… Gün gün ve yıl yıl değil de an be an… Bu bazen kafayı takmaya iyi geliyor.

 

Tenis gibi bişey oldu, ama kimse karşılamadı

Küçükken kardeşimle iki raket geçirip elimizde mahalledeki tenis kortuna inip, oynamaya çalışıyorduk. Ders falan almadan öylesine… İlk topu atıyorduk, ikinci hep yere düşüyordu. Karşılayamıyorduk. Hep ilk top atılıyordu hiç paslaşamıyorduk. Yıllar sonra kızımla masatenisi oynamaya çalıştık. Onda da aynısı oldu. İlk top değiyor rakete,hiç karşılama yok. Tek seferlik oynayabiliyoruz hep.

Bazen iletişim de size öyle geliyor mu?

396c3a262db1665a5c296cfb67cbfa46

Emeğimize sağlık

Screen Shot 2018-03-08 at 10.01.41

Kadın olmaktan gurur duyuyorum, sahip olduğumuz empatiyi, sevgiyi, iletişim yeteneğimizi, şefkatimizi, farkındalığımızı seviyorum. Kaygılanmayın, kadınlar gününü kutladığınızda illa ki liberal ekonominin ekmeğine yağ sürmezsiniz. Sadece birbirinize sarılmak için bir bahane yaratırsınız. Bir kez daha sarılmak… Anlamak… Anladığını hissetirmek için…

Birbirinizin gözlerinin içine bakarak iletişim kurun, “dinleyin”, hissedin…

Emeğimize sağlık : )

 

Görevimiz tatil…

3191471.jpg-c_215_290_x-f_jpg-q_x-xxyxx

Çocuklarla gidebileceğimiz güzel, güler yüzlü bir film diye seçmiştik aslında.
Öyle mesajlı güzel bir filmle karşılaştık ki.
Demet Akbağ oyunculuğu yine harikaydı.
Rutinler içinde kendini kaybetmiş bir kadın… ve ailesi.
Ruh halini toparlamak için kocasının ayarladığı bir karavanla
bir yolculuğa çıkarlar.
Bir tatil köyüne giderken,
kendilerini bir Ege köyünde bulurlar.
Ve bir anda satılmaya çalışılan zeytin ağaçlarını savunmaya başlarlar.
Ne mesajlar, ne mesajlar…
Tüylerimizin diken diken olup, ağladığımız bir bölüm bile var.
Güldürürken, düşündürmek tam da böyle bir şey: )
Tavsiye ederim.